Ayvalık’ta, Türk Eğitim Sen Ayvalık Temsilciliği tarafından yapılan yazılı basın açıklamasında, bugün yarıyıl tatiline girerek eğitim ve öğretim dönemindeki öğrencilerin karne heyecanı dile getirilerek, eğitim ve öğretim sisteminde yaşanılan sorunlar ifade edildi.
Türk Eğitim Sen Ayvalık Temsilcisi Mustafa Efendioğlu’nun imzasını taşıyan açıklamada, “22 Ocak 2016 Cuma günü (bugün) ilçemizde eğitim- öğretim gören 10 bin 173 öğrenci karnelerini alacaklar ve nihayet dört gözle bekledikleri tatile kavuşacaklar, bol bol eğlenip dinlenecekler. Haliyle çocuklarımızın mutluluğu bizlerin de neşe kaynağıdır ama öte yandan maalesef ülkemizin Doğu ve Güneydoğusunda yaşanan hain, kalleş terör saldırıları neticesinde okulları kapatılan, öğretmenleri memleketlerine idari izinle gönderilen, okulsuz, öğretmensiz öğrenciler var. O öğrencilerin karne alma mutluluğunu yaşayamayacak olması, değerli meslektaşlarımızın emeklerinin karşılığını alamamaları bizleri ayrıca derinden üzmektedir. En temel hak, yaşam hakkıdır ve her işin başı sağlık diyoruz. Tüm çocuklarımıza ve velilerimize mutlu tatiller diliyoruz” denildi.
Yapılan açıklamada, “Ülkemizde 13 yılda Milli Eğitim uygulamalarıyla ilgili olarak 12 köklü değişiklik yapıldı. Bir birinden iddialı ve büyük maliyetlere dayalı projeler geliştirildi ama durum eskisinden de kötüye gitti. Örneğin Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı olan PISA (Programme for International Student Assessment) 2012 verileri 2013 yılında açıklandı. Buna göre; ülkemiz 65 ülke arasında eğitimde 45. sırada yer aldı. Son yapılan Pissa araştırması henüz açıklanmadı ama sonuçların daha da kötü olacağı şeklinde bir beklenti var. Öte yandan Birleşmiş Milletlere üye 192 ülke arasında ülkemiz eğitim bakımından 102. sırada yeralıyor. Yani velilerimize gelecek en kötü karne bile araştırmaların ortaya koyduğu bu tablo karşısında takdir alır. Bu durumda velilerimizin karnesinde zayıf getiren öğrencilerimize kızmaya hiç hakları yoktur. Velilerimizden beklentimiz, kırıklarla dolu öğrenci karnelerini sorgulamadan önce çocuklarının görmüş olduğu eğitim sistemini sorgulamalarıdır” ifadeleri yer aldı.
“TÜRKİYEDE BİR TRAJEDİ YAŞANIYOR”
Ayvalık Türk Eğitim Sen Temsilcisi Mustafa Efendioğlu açıklamasında, “Geçmişte Türk eğitim sistemiyle bir köy okulunda idealist öğretmenleri tarafından tohumunun atıldığı, orta ve lise okullarında yeşerttiği, üniversitelerinde büyüttüğü ve sonuçta bugün Kimya dalında Nobel Ödülüne layık görülen Sayın Aziz Sancar’ın, ‘Ben bir Cumhuriyet çocuğuyum. Beni yetiştiren idealist öğretmenlerimdir. Amerika’ya gittiğimde gördüm ki bizim eğitim sistemimiz, onların eğitim sisteminden çok daha ileri ve iyidir’ sözleriyle ve asil duruşuyla bir nebzede olsa ferahladık, güven duyduk. Eğitim millidir ve milli kalmak zorundadır. Her yurt dışına çıkanın heybesinde getirdiği değişiklikler, mucizevî formüller, sözüm ona farkındalık yaratarak, göze girip, makam, mevki devşirmek için mücadele ettiği yazboz tahtası değildir. Gelişmek, yükselmek mi istiyorsun? Bu konuda Mustafa Kemal’in kılavuzluğu en hakiki mürşittir. Sayın Aziz Sancar’ın aldığı ödülü Anıtkabir'de sergilemek istemesinin temel nedeni budur. Başka yol, yordam aramak nafile bir çaba, beyhude bir girişimdir” denildi.
Türkiye’de bir trajedinin yaşandığının vurgulandığı açıklamada, “2002 Yılında atama bekleyen öğretmen sayısı 70 bin civarı. Bugün bu sayı 350 bini aşmış durumda. Devletimizin öğretmen ihtiyacı 95 bin ama her nedense bir türlü bu ihtiyaç kapatılamıyor. Bilinç dışı, plansız uygulamalar ve siyasi malzeme neticesinde açılan üniversitelerin eğitim fakülteleri her yıl ihtiyacın çok üzerinde yeni öğretmen adaylarını mezun ediyor. Sonuç: Bugün 256 Bin kişilik polis teşkilatının en büyük memur kısmını, öğretmenlik mezunu polisler teşkil ediyor. Sözüm ona can güvenliği tehdit altında olduğu iddiasıyla bazı ilçelerdeki öğretmenler, görev yerlerinden el çektiriliyor. Öte taraftan aslen öğretmen ama polis, ama asker, meslektaşlarımız şehit ediliyor. Bir yanda: 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da bir madende yanarak can veren genç meslektaşım, diğer tarafta Ayvalık’ta Polis Karakolunda, ‘Her okulun önünden geçtiğimde zil sesi duyduğumda içim yanıyor’ diyen öğretmenlik mezunu polis arkadaşım. Diğer bir yanda Antalya ’da lüks bir otel resepsiyonunda bin 500 lira maaşla çalıştırılan, atama bekleyen, genç öğretmen adayı meslektaşım. Böyle bir uygulama dünyanın neresinde var? Öğretmenlik fakülteleri ne zamandan beri, güvenlik güçleri, maden iççisi, kalifiye eleman yetiştiren kurumlar haline geldi. Albert Einstein diyor ki: ‘Öğretmen ihmal edildiğinde o ülke intihar ediyor demektir”
MOBBİNG TEPKİSİ
Mustafa Efendioğlu açıklamasında,“Son yıllarda tüm kamu kurum ve kuruluşlarında olduğu gibi camiamızda da yöneticiler, öğretmenler, memurlar, hizmetliler, üzerinde sistemli bir mobbing uygulanmaya çalışılıyor. Mobbing; ‘İş yerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp, çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak yıldırma, dışlama, gözden düşürme’ olarak tanımlanmaktadır. Bu suçu işleyenler Türk Ceza Kanunun 118-122 maddelerine göre 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar. Zaman zaman norm kadro uygulaması, müdürlük, müdür yardımcılığı, il içi eş durumu tayini, görev yeri değişikliği, çeşitli komisyon ve sınavlarda görev alma gibi menülerle diğer sendikalara üye olanlara önce dostça, yumuşak bir dille, sonra aba altından sopa gösterilerek kanca atılıyor. Bir insanın en büyük mirası ismidir. Şahsiyet, her insanda özelikle bir öğretmende olması gereken en önemli husustur. Memurlarının karşılaştığı problemleri çözme ve her memuruna eşit adil bir şekilde davranması gereken yöneticiler o memurun müşkül durumlarından istifade ederek: ‘Şu sendikaya girersen işin olur. Üstümüzde baskı var, yapacak bir şey yok’ demeleri neticesinde bu camia içerisinde nice boynu bükük, omuzları çökük insanlar var. Mahkemenin kadıya mülk kalacağını zanneden, bugün adeta devletimizi habis bir ur gibi saran, değil sıradan memurlukları Kaymakamlık, Valilik gibi makamları bile işletilmez hale getiren, kendilerini her şeyin üstünde gören devlet içindeki bu yeni paralel yapı şunu da hesaba katmalıdır; mobbing uygulaması çok ciddi bir suçtur Yüce devlet, kendisine gölge etmeye çalışan hiçbir güce tahammül göstermemiştir. Hiçbir gölgeye tahammül etmeyecektir” ifadelerini kullandı.