Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması talebiyle hazırladığı soru önergesinde KKTC’ye su sağlayan projeye rağmen yavru vatanın sudan yararlanamamasının gerekçelerini sordu.
Ahmet Akın, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yönelttiği soru önergesinde, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine su sağlayan proje tamamlanarak geçtiğimiz ekim ayında Cumhurbaşkanı ve KKTC Cumhurbaşkanının katıldığı törenle hizmete açıldı. Ancak KKTC bu sudan hala yararlanamıyor. Bu konuda çeşitli iddialar var. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada ‘Kıbrıs tarafına gittiklerinde ‘Bunu siz işletemezsiniz, gelin bu ihale edilsin, bir işletmeci şirket bunu yapsın, eksikler varsa tamamlasın’ dediklerini” söyledi.
CHP’li Akın, Başbakan Davutoğlu’na şu soruları yöneltti;
- KKTC yönetimine güvenilmediği için mi su işletmeciliğinin bir şirket tarafından yapılması talep edilmektedir?
- Su işletmeciliğinin AKP’ye yakın bir firma tarafından yapılması istendiği, bu isteğe KKTC tarafından karşı çıkıldığı, bu yüzden de projenin açılışı yapılmasına rağmen bu güne kadar suyun verilmediği iddiaları doğru mudur?
- Kıbrıs’tan sorumlu Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş yaptığı açıklamada KKTC su temin projesi ile Kıbrıs Rum Kesimine ve İsrail’e su verilebileceğini, hatta verilmesi gerektiğini açıkladı. Hükümetin bu yönde bir çalışması var mıdır? İnşa edilen bu projenin kapasitesi bu iki ülkeye daha su sağlamak için yeterli midir?
- İsrail’e su sağlama düşüncesi son zamanlarda gelişen İsrail ile yakınlaşma politikasının bir aracı olduğu iddiaları doğru mudur? Ya da İsrail’den alınacağı iddia olunan doğal gaz konusuyla ilgisi var mıdır?
- İsrail ile ilişkilerde artık Gazze ablukasının kaldırılması şartından vazgeçilmiş midir?
- Mavi Marmara olayından sonra dönemin Başbakanı İsrail’i “terörist devlet” olarak tanımlamıştı. Bu son zamanlardaki yumuşamalarla Türkiye İsrail ile ilgili tüm iddialarından geri adım mı atmaktadır?
- AKP hükümetinin İsrail ile ilgili tüm iddia ve söylemleri sadece bir iç politika malzemesi olarak mı kullanılmıştır?